İlkokul 4. Sınıf Türkçe Ada Yayıncılık Ders Kitabı Evliya Çelebi (Serbest Okuma Metni) Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 139, 140, 141, 142
4. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 139-140-141-142 . Sayfa Cevapları öğrencilerin okuma, anlama ve yorumlama becerilerini geliştirmeleri için hazırlanmış etkinlikleri içermektedir. Bu cevaplar, İlkokul 4. Sınıf Türkçe Kitabı ADA Yayıncılık Cevapları kapsamında öğrencilere rehberlik ederek derslerde daha aktif bir şekilde ilerleme sağlamalarına yardımcı olur. Kitapta yer alan etkinlikler, çocukların hem düşünme hem de yazma yeteneklerini geliştirmeyi hedefler.
Özellikle 4. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 4. TEMA : MİLLÎ KÜLTÜRÜMÜZ : Evliya Çelebi (Serbest Okuma Metni) Metni Etkinlik Cevapları öğrencilerin kültürel mirasımızı daha yakından tanımalarına katkıda bulunur. Evliya Çelebi’nin seyahatleri ve gözlemleri, öğrencilere tarihî ve kültürel bir perspektif kazandırır. Tüm etkinlikler 4. Sınıf Türkçe Ders Kitabı ADA Yayınları Kitabı Sayfa 139, 140, 141, 142 Cevapları doğrultusunda hazırlanmış olup, öğrencilerin öğrenme sürecine destek olacak şekilde düzenlenmiştir.
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Evliya Çelebi (Serbest Okuma Metni) Metni”
4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 139-140-141-142
4. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ada Yayıncılık Sayfa 139 Cevapları
EVLİYA ÇELEBİ
Evliya Çelebi spor yapmayı çok severmiş. Saatlerce yürümeye, at üstünde günlerce vol almaya bayılırmış.
Sen üzülme Küheylan’ım. Şu dağın eteğine vardık mı mola vereceğiz
Sporu ben de çok seviyorum ama bazen çok abartıyorsun Çelebi. Çok yoruiaum çok.
Selçuklu Sultanı Alparslan döneminden beri Anadolu’da yetişkin erkeklerin at üstünde oynadığı cirit adlı bir oyun varmış, Evliya Çelebi de bu oyunu oynamaya bayılırmış.
Ciridin oynanacağı alanda, davul çalınır ve izlemek isteyenlere haber verilirmiş. Eskiden şimdiki iletişim araçları olmadığı için tellal o günlerin haber merkezi gibiymiş.
4. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ada Yayıncılık Sayfa 140 Cevapları
Bu duyurudan sonra halk alanda toplanırmış. Takımlar alanın iki yanına dizilir, son hazırlıklarını yaparmış.
Daha önce en sağdaki oyuncu ile oynamıştım. Pek güçlü bir rakiptir. Ona dikkat et.
Göreceğiz bakalım, el mi yaman bey mi yaman…
Keşke ben de ata binmeyi bilseydim
Oyuncular ellerine bir sopa alır, diğer ellerinde de yedek bir sopa bulundururmuş. Bu sopaya cirit deniyor, oyun da adını bu sopadan alıyormuş. Oyunculardan biri atıyla öne çıkar ve diğer takımdan birini kapışmaya davet edermiş.
Karşı takımdan olan atlı gelince, oyuncu elindeki ciridi ona doğru savurur ve kaçarmış. Ciridi rakibine ulaştırılabilirse puan alır, eğer ata çarparsa puan kaybedermiş. Yani oyun sırasında atların korunması çok önemliymiş.
4. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ada Yayıncılık Sayfa 141 Cevapları
Aynı zamanda rakibe çok yaklaşarak cirit atmak erdemli görülmezmiş. Yakındayken rakibine cirit atmayana ayrıca puan verilirmiş.
Hadi bağışladım seni. Şimdi uzaklaş da oynamaya yeniden başlayalım.
Çocukların oynamasının uygun olmadığı ancak yeterli bilgi birikimi ve deneyime sahip olan yetişkinlere özel olan bu oyunu Evliya Çelebi çok oynarmış.
Bu oyun aynı zamanda, o zamanlar güvenlik önlemleri şimdiki gibi güçlü olmadığı için, insanların kendilerini yol kesen hırsızlara ve düşmana karşı nasıl koruyacaklarını öğrenme konusunda bir çeşit alıştırma oluyormuş.
Evliya Çelebi, cirit oynadığı günlerden birinde dişlerini kırmış.
Bundan sonra bir daha cirit oynamazsın herhâlde
Olur mu öyle şey. İyileşir yine oynarım
4. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ada Yayıncılık Sayfa 142 Cevapları
Evliya Çelebi yağlı güreşe de bayılırmış.Yağlı güreş, bedenlerinin tamamını yağlayan iki güreşçinin birbirini yenmeye çalışmasıyla yapılan bir spor türüymüş.
Bu güreşçilere pehlivan adı veriliyormuş.
Evliya Çelebi bu defa da güreş tutuyor.
Hayran kaldım doğrusu. Ben de sporu bu kadar çok sevmek isterdim.
Tıpkı ciritte olduğu gibi güreş yapılacağı zamanda da davulcular halkı izlemeye davet edermiş.
Duyduuuuk, duymadık demeyiiin. Evliya Çelebi, baş pehlivan olmuştur.
Baş pehlivan mı oldum? O kadar da değil yahu!
Rakiplerini yenip birinci olan güreşçiye “Baş Pehlivan” unvanı ve ödül verilirmiş.
