8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 117-118-119-120 Hecce Yayıncılık

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı  Güldüren Gerçek: Nasrettin Hoca Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 117, 118, 119, 120


8. Sınıf Türkçe Kitabı Güldüren Gerçek: Nasrettin Hoca Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları


“8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 117, 118, 119, 120 Cevapları”, özellikle “Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Güldüren Gerçek: Nasrettin Hoca Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları” ile ilgili etkinlikleri kapsamaktadır. Forum MEB 8. Sınıf Türkçe Hecce Yayınları Kitabı Cevapları, bu metin üzerinden yapılan analizler ve sorulara verilen detaylı yanıtlarla doludur.


“8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 117-118-119-120 Hecce Yayıncılık”

“8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 117-118-119-120 Hecce Yayıncılık” bölümünde, Nasrettin Hoca’nın mizahı ve hayat dersleri, öğrencilere hem eğlenceli hem de öğretici bir dille aktarılmaktadır. Bu etkinlikler, öğrencilerin metni daha iyi kavramalarına ve çıkarım yapma yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 117-118-119-120


Türk esprisinin büyük zekâsı, tanınmış filozofumuz Nasrettin Hoca’yı yalnız Türk toplumu değil, doğudan batıya her millet sever. Herkes bu büyük Türk’ün her devirde güncelliğini koruyan güzel fıkralarına hayrandır.

Çoğumuz onun nerede doğduğunu, nerede, hangi şartlar içinde yaşadığını, ne yaptığını düşünmeyiz bile… Üçümüz-beşimiz bir araya gelerek neşeli bir söz alışverişine girdik mi çoğu zaman Nasrettin Hoca da aramızda olur. Ondan bir fıkra, bir hikâye anlatır; ya onu yerer ya da zekâ çarkından dökülen esprilerle sohbetimizi süsleriz. Biliriz ki Nasrettin Hoca toplum yaralarına neşter atan, fıkra büyüteci altında kusurlarımızı yüze çıkaran yaman adamdır. Gerçekleri çekinmeden söyleyen, doğru yolu eğri yoldan gösteren tok sözlü kişidir. Nasrettin Hoca, bu yüzden yalnız bir ad, bir fıkra, bir espri olarak önem kazandığı için çoğumuz yaşadığı çağı, hayatını sormayız bile… Ama o da bir insandır, onun da bir hayat hikâyesi vardır.

Bakınız şöyle:

Tarihî kaynakların verdiği bilgilere göre Nasrettin Hoca, Anadolu Selçuklu Devri’nde, 1206 yılında, bugün Eskişehir’e bağlı Sivrihisar ilçesinin Hortu köyünde doğmuştur. İlk öğrenimini Hortu’da bir süre babası Abdullah Hoca’nın medresesinde yapmış, çocukluk yıllarını Hortu’da geçirmiştir. Söylentiler ve onun gerçek fıkralarından çıkarılan sonuçlara göre Hortu’da çıkan kıtlık yüzünden ailesi ile birlikte Sivrihisar’a yerleşmiş, öğrenimini burada sürdürmüştür.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 118 Cevapları


Sivrihisar, o zamanlar Selçuklu Devri’nin küçük fakat şirin bir kasabasıdır. Küçük Nasrettin, minareyi ilk kez burada görmüş, arkadaşlarıyla hamama gitmiş, bahçelerde çağla yolmuştur (…) Nasrettin Hoca, bir zaman sonra öğrenimini ilerletmek amacıyla başşehir Konya’ya yolcu olmuştur.

Nasrettin Hoca, Konya’da bir medreseye yerleşmiş ve öğrenimine başlamıştır. (…) Nasrettin Hoca’nın Konya’da medrese öğrenimini tamamladıktan sonra bir ara gölge kadılığı yaptığını görüyoruz. Gölge kadıları, tecrübeli hâkimlerin yanında çalışan ve bazı küçük davalara bakan kadı adaylarıdır. Odun kıran bir adamın karşısında “Hınk!” diyen birinin oduncudan hak istemesi, veremeyince mahkemeye başvurması, Nasrettin’in bu davayı görürken bir kese parayı şıngırtadarak “Hadi, sen de paraların sesini al!” diye hüküm vermesi, onun kadılık günlerindeki hatıralarından biridir. Bir süre sonra kadılıktan ayrılan üstadı büyük bilgin Seyit Mahmut Hayrani’nin Akşehir’e yerleşmesiyle Konya’yı terk eden ve Akşehir’e göçen Nasrettin Hoca, artık kişiliğini bulmaya ve usta bir sosyolog gözüyle olaylara neşter vurmaya başlar.

Nasrettin Hoca’yı bundan sonra Akşehir’de gösterişsiz yaşayışı içinde, dert çeken, uman, isteyen, efkârlanan, sonunda efkârını bir nüktede boğan bir halk adamı olarak görüyoruz. Bir ziyafete yeni kürkü ile gitmiş, gördüğü itibar üzerine “Ye kürküm ye!” deyişinde insanı yalnızca dış görünüşü ile değerlendiren toplumun, doğuran kazan hikâyesinde aç gözlülüğün Akşehir Gölü’ne yoğurt çalarken “Göl yoğurt tutar mı?” diyenlere karşı “Ya bir tutarsa?”


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 119 Cevapları


cevabındaki gerçek yönleri… Bir gün kürsüye çıkıp da “Ey ahali! Ne söyleyeceğimi biliyor musunuz?” diye sorduğunda çevresindekilerden bazılarının “Biliyoruz.” bazılarının da “Bilmiyoruz.” cevabı vermeleri üzerine “O hâlde bilenler bilmeyenlere öğretsin!..” diyerek kürsüden inmesi, az ders mi insanoğluna?.. Eğitimin temel yapısı, bilenin bilmeyene öğretmesi demek değil midir?

Akşehir’deyken Moğol şehzadesi Keygatu ile aralarında geçen, sonraları yanlışlıkla Timur’a mal edilen olaylar, pek iyi bilinen fil hikâyeleri, Akşehir’de medrese hocalığı yaptığı günlerde tanınmış mollası İmad ve yanından hiç ayırmadığı sevgili eşeği Bozoğlan, Nasrettin Hoca’nın yaşayışında önemini her zaman korumuştur. Eşeğinden düştüğü zaman gülenlere “Ne gülüyorsunuz yahu, düşmeseydim zaten inecektim!” deyişi, yitirdiği eşeğini türkü söyleye söyleye ararken bunun sebebini soranlara “Bir umudum şu dağın ardında, orada da bulamazsam o zaman seyredin bendeki ağıdı.” cevabını vermesi, onun renkli ve çok yönlü hayatının anekdotları arasında yer alır.

Nasrettin Hoca, Akşehir’de evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştır. Onun iki kızından Fatma Hatun’la Dürrü Melek’in mezar taşları son yıllarda bulunmuş ve Akşehir Müzesi’ne kaldırılmıştır.
(…)


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 120 Cevapları


Nasrettin Hoca, yaşının seksene yaklaştığı bir sırada 1284 yılında Akşehir’de ölmüş, mezarı üzerine altı sütuna oturan kubbeli bir türbe yaptırılmıştır. Kubbe’nin altında Nasrettin Hoca’ya ait mermer bir sanduka görülür. Bu sandukanın baş tarafındaki kitabede Hoca’nın ölüm tarihi olan 683 hicri yılı tuhaflık olsun diye ters yazılmıştır. Burada, her yönü açık olan türbeyi kilitleyen Selçuklu devri kilidi bir sembol olarak yer alır.

Nasrettin Hoca’nın ölümü, onun yeniden doğumu olmuştur. Onun toplumun temeline oturan sağlam fikir yapısı, her geçen yılla geçerli olmuş; yüzyıllar onu daha dinç, daha diri yapmış, şöhreti Türkiye sınırlarını da aşarak dünyayı sarmıştır. Nasrettin Hoca bugün tüm insanlığın malıdır.

Akşehirliler çok sevdikleri Nasrettin Hocaları için her yıl temmuz ayında festivaller düzenler. Bu festivaller de bir türlü huzura kavuşamayan dünyamıza iyilik ve mutluluk mesajları yayınlanır Nasrettin Hoca’nın ağzından. Bu arada Akşehir Gölü’ne yoğurt çalmayı da unutmazlar.

Türk büyükleri zincirinin ölümsüz halkası aydın insan Nasrettin Hoca’ya selam olsun.

Mehmet ÖNDER
Anadolu’yu Aydınlatanlar
(Kısaltılmıştır.)


“8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 117-118-119-120 Hecce Yayıncılık” konusunun ders kitabı cevapları videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.




 

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 121-122-123-124-125 Hecce Yayıncılık

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı 3. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları Sayfa 121, 122, 123, 124, 125


8. Sınıf Türkçe Kitabı 3. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları


“8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 121, 122, 123, 124, 125 Cevapları”, “Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı 3. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Metni Etkinlik Cevapları” bölümünde yer alan sorular ve yanıtlarla öğrencilere ünite boyunca işledikleri konuları pekiştirme fırsatı sunar. Bu sayfalarda yer alan etkinlikler, dil bilgisi kuralları, metin anlama ve yorumlama becerilerini geliştirmeye yöneliktir.


“8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 121-122-123-124-125 Hecce Yayıncılık”

Forum MEB 8. Sınıf Türkçe Hecce Yayınları Kitabı Cevapları da bu etkinliklerde öğrencilere rehberlik etmektedir. Özellikle “8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 121-122-123-124-125 Hecce Yayıncılık” cevapları, öğrencilerin eksiklerini görmesine ve konuları daha iyi kavramasına yardımcı olur.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 121-122-123-124-125


Soru : Aşağıdaki soruları “Kültür Dili” adlı metne göre cevaplayınız.


KÜLTÜR DİLİ

Kültür dili tabirini, günlük konuşma ve ilim dili dışında geniş mânâda yazılı ve sözlü edebiyat dili karşılığı olarak kullanıyorum. Günlük konuşma dilinin başlıca özelliği, günlük ihtiyaçlara cevap vermesidir. İçine bazı unsunlar karışsa bile o ilmi ve edebî bir maksat gütmez. Sözlü halk edebiyatı, şekli ve muhtevası bakımından günlük dilden farklıdır. Bundan dolayı o kültür diline girer.

Okuma-yazma bilmeyen nice halk hikâyecisi ve şairleri vardır ki, günlük dili estetik bir maksatla kullanırlar ve böylece toprağa altın yaparlar. Halk kültürü ile beslenmiş bir köylünün dilinde onlar pırıl pırıl parlar.

Atasözleri bunların başında gelir. Atasözleri “ata” kelimesinden de anlaşılacağı üzere geçmiş asırlardan kalmadır. Bunlarda bugün kullanılmayan Öztürkçe, Arapça ve Farsça kelime ve deyimlere rastlanır. “Aba altında sultan yatar”, “Abanın kadri yağmurda bilinir”, “Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz”, “Acele ile kalkan nedametle oturur”, “Adam ahbabından bellidir”, “Belaya sabır gerek”, “Bin nasihattan bir musibet yeğdir” vs…

Binlerce yıllık mâzisi olan sözlü halk kültüründe, her biri ayrı mânâ ve hikmet taşıyan binlerce atasözü vardır. İçlerindeki Arapça, Farsça kelimeler dolayısıyla bunları Türk kültür dilinden çıkarmaya veya değiştirmeye kalkan biri boşuna emek harcamış olur. Kültür eserlerinin başlıca özelliği geniş kitleye mal oluşlarıdır. Öztürkçe yeni atasözleri uydurabilirsiniz. Fakat onları halka mal etmek elinizde değildir. Halka mal olmuş, yazı diline girmiş deyimler de öyle. İçlerinde Arapça ve Farsça kelimeler var diye bunları yabancı saymak, bin yıllık kültürü hiçe saymak demektir. Bir milletin kültürü binlerce yıllık hayatının mahsulüdür. Kültüre saygısı olan insan onları yıkmaya değil, anlamaya ve onlardan istifade etmeye çalışır.

Yazılı edebiyat kültür dilinin en büyük hazinesini teşkil eder. Yazılı edebiyat, günlük dilden ve sözlü edebiyattan yüzlerce defa daha zengindir. Bunun sebebi, yazının binlerce yıllık sözleri saklaması ve biriktirmesidir. Kültür denilince bilhassa yazılı eserler anlaşılır. Bunların arasında hâlis edebiyatın dışında, eski çağlara ait inanç ve ilim kitapları da vardır. Bunlarda yazılı olan inançlar ve fikirler, bugüne uymasalar bile, kültür tarihi bakımından değer taşırlar. Zira onlar bize eski çağda yaşamış olan insanları tanıtırlar.

(…) Mehmet KAPLAN Kültür ve Dil (Kısaltılmıştır.)


1. Yazar, kültür dilini hangi anlamda (manada) kullanmıştır?


Cevap :

Yazar, kültür dilini günlük konuşma dili ve bilim dilinden ayırarak geniş anlamda edebiyat dili, yani yazılı ve sözlü edebiyatın dili olarak kullanmıştır.


2. Yazara göre sözlü halk edebiyatı niçin kültür diline girer?


Cevap :

Yazara göre sözlü halk edebiyatı, estetik bir amaç taşıdığı ve günlük dilden farklı bir yapıya sahip olduğu için kültür diline girer. Halk şairleri ve hikâyecileri, günlük dili sanatsal bir şekilde kullanarak kültür diline katkıda bulunur.


3. Yazara göre içinde Arapça ve Farsça kelimeler bulunan atasözlerini Türk kültür
dilinden çıkarmak niçin boşuna bir çabadır?


Cevap :

Yazara göre, bu atasözlerini kültür dilinden çıkarmak boşuna bir çabadır çünkü bu atasözleri binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir ve Türk kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. İçlerindeki yabancı kelimeler kültürel zenginliklerin ve tarihî mirasın bir yansımasıdır, dolayısıyla onları çıkarmak kültürü anlamadan reddetmek olur.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 122 Cevapları


Soru : Aşağıdaki cümleleri inceleyiniz. Atasözü olan cümlelerin yanına (  ) , olmayan cümlelerin yanına ( x ) işareti koyunuz.


Cevap :

(✓) 1. Az kazanan çok kazanır, çok kazanan hiç kazanır.
(✓) 2. Kimi bağ bozar, kimi bostan bozar.
(X) 3. Atı olan Üsküdar’ı geçti.
(✓) 4. Mum dibine ışık vermez.
(✓) 5. Herkes kaşık yapar ama sapını yapamaz.
(X) 6. Dostlar alışverişte görsün.


Soru : Aşağıdaki cümlelerden amaç-sonuç belirtenlerin yanına “A”, neden-sonuç belirtenlerin yanına “N” yazınız.


Cevap :

(N) 1. Seni hastanede ziyaret ettiğim için işe geç gittim.
(N) 2. Çok okuyor ki iyi yazıyor.
(A) 3. Ders çalışmak üzere kütüphaneye gitti.
(A) 4. Şiir yazmak için hayal etmek gerekir.
(N) 5. Tiyatroyu çok sevdiğinden her hafta bir oyuna gider.
(A) 6. Kitap almak için para biriktiriyor.
(A) 7. İstanbul’a okumaya gitti.
(N) 8. Çok hızlı konuştuğu için söyledikleri anlaşılmıyordu.


Soru : Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.


1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde abartılı bir ifade yoktur?


A) Çok zayıflamışsın, üflesem uçacaksın.
B) Dünya kadar ödevim var.
C) Ağzımla kuş tutsam da yaranamam.
D) Bülbül, güle küsmüş.

CevapD) Bülbül, güle küsmüş.


2. Başka sanat bilmeyiz, karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz.
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz.

Yukarıdaki dörtlüğün teması, aşağıdakilerden hangisidir?


A) Anadolu sevgisi
B) Destan
C) Türküler
D) Batı sanatı

CevapA) Anadolu sevgisi


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 123 Cevapları


3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yüklem geçişlidir?


A) Ağaca büyük bir dikkatle baktı.
B) Evdeki çiçeklerimizin hepsi kurumuş.
C) Erkenden bütün ödevlerimi bitirdim.
D) Yolda eski bir arkadaşımla karşılaştık.

Cevap: C) Erkenden bütün ödevlerimi bitirdim.


4. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yüklem etkendir?


A) Evleri depremde yıkılmıştı.
B) İftar hazırlığı tamamlandı.
C) Birdenbire kapı açıldı.
D) Konuşması beni çok etkiledi.

CevapD) Konuşması beni çok etkiledi.


5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem geçişli olduğu hâlde nesne kullanılmamıştır?


A) Arka taraftaki pencerenin camını kırmışlar.
B) Hasta, şikâyetlerini uzun uzun anlattı.
C) Ne zaman aradın?
D) Tahtadaki yazılan hızlıca sildi.

CevapC) Ne zaman aradın?


6. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi özne-yüklem ilişkisine göre edilgen, nesne-yüklem ilişkisine göre geçişsizdir?


A) Kitap okumayı seviyorum.
B) Eşyaların fazlası, ihtiyaç sahiplerine verildi.
C) Tıkanan mutfak lavabosunu açtırdık.
D) Akşam misafirlerimiz gelecek.

CevapB) Eşyaların fazlası, ihtiyaç sahiplerine verildi.


7. Aşağıdakilerden hangisi isim cümlesidir?


A) İşim gücüm budur benim.
B) Gökyüzünü boyarım her sabah.
C) Deniz yırtılır, kimi zaman.
D) Bilmezsiniz kim diker, ben dikerim.

CevapA) İşim gücüm budur benim.


8. Aşağıdakilerden hangisi fiil cümlesidir?


A) Bugünlerde bir akım var.
B) Tiyatro bir eğlencedir.
C) Tiyatro, kişinin sınırlarını genişletir.
D) Tiyatro, sanatın tümü gibi bir okuldur.

CevapC) Tiyatro, kişinin sınırlarını genişletir.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 124 Cevapları


9. Aşağıdakilerden hangisinde bitmemiş bir cümle vardır?


A) Can çıkmayınca huy çıkmaz
B) Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
C) Yuvarlanan taş yosun tutmaz
D) Adam, adamdan korkmaz

CevapB) Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan


10. Yüklemi isim soylu sözcükten oluşan cümlelere “isim cümlesi”, yüklemi fiil olan cümlelere ise “fiil” cümlesi” denir. Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisi yükleminin türü yönüyle diğerlerinden farklıdır?


A) Küs olan kardeşler birbiriyle anlaştı.
B) Dünyanın en güzel kokusu gül kokusudur.
C) Bana hediyesi bir kutu kalemmiş.
D) Heyecan verici bir yarıştı.

CevapA) Küs olan kardeşler birbiriyle anlaştı.


11. Aşağıdakilerden hangisi kurallı cümledir?


A) Eğlence, eğlence diyoruz boyuna.
B) Biz de hazin bir kaderi var dergilerin.
C) Çoğu bir mevsim yaşar, çiçekler gibi.
D) Hayatı, eseri, davranışları zıtlıklarla doludur.

CevapD) Hayatı, eseri, davranışları zıtlıklarla doludur.


12. Edilgen Fiiller Cümlede gerçek öznesi belli olmayan; eylemin bildirdiği işi yapan değil, işten etkilenen durumunda öznesi bulunan fiillere ”edilgen çatılı fiiller” denir.

1. Tüm çamaşırlar yıkandı.
2. Akşama kadar soru çözdüm.
3. Tüm param çalındı.
4. Mülakat için hazırlandı.
5. Giriş işlemleri yapıldı.

Numaralı cümlelerden hangileri edilgen çatılı değildir?


A) 1,3,5
B) 1,4,5
C) 2 ve 3
D) 2 ve 4

Cevap: D) 2 ve 4


13. Geçişli fiiller, nesne alabilen fiillerdir. Cümlede nesne varsa veya cümleye sonradan nesne eklenebiliyorsa cümlenin yüklemi geçişli bir fiildir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna benzer bir kullanım vardır?


A) Babam seni sordu.
B) Ara tatilde üç kitap okudum.
C) Öğrenciler okul bahçesinde bekliyor.
D) Bu sınavı geçtim.

CevapC) Öğrenciler okul bahçesinde bekliyor.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 125 Cevapları


Soru : Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” sözünden
yararlanarak “Millî kültürün oluşmasında dilin önemi nedir?” sorusuna cevap olacak bir
metni aşağıya yazınız.


Cevap :

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” sözü, dilin millî kültür üzerindeki önemini vurgular. Dil, bir toplumun düşünce yapısını, değerlerini ve geleneklerini ifade eden temel araçtır.

Dil, kültürel mirası gelecek nesillere aktarır; atasözleri ve hikâyeler, dil sayesinde kuşaktan kuşağa geçer. Aynı zamanda, ortak bir dil, bireyler arasında iletişimi kolaylaştırarak milli birlik ve beraberliği pekiştirir. Türk dili, Türk milletinin kimliğini belirler ve kültürel çeşitliliği yansıtır.

Sonuç olarak, dilin korunması ve geliştirilmesi, millî kültürümüzü güçlendirmenin en etkili yoludur. Bu nedenle, dilimize sahip çıkmak büyük bir önem taşır.


“8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 121-122-123-124-125 Hecce Yayıncılık” konusunun ders kitabı cevapları videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.




 

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 41-42-43 Hecce Yayıncılık

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 41, 42, 43


8. Sınıf Türkçe Kitabı Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 41, 42, 43 bölümleri, öğrencilerin farklı metin türlerini anlamalarına yardımcı olan etkinlikler içermektedir. Bu sayfalarda yer alan materyaller, okuma alışkanlıklarını geliştirmek ve dil bilgisi kurallarını pekiştirmek amacıyla titizlikle hazırlanmıştır. Ayrıca, 8. Sınıf Türkçe Kitabı Hecce Yayıncılık serisi, öğrencilerin çeşitli edebi eserlerle tanışmalarını sağlarken, dil becerilerini de zenginleştirir.


“8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 41-42-43 Hecce Yayıncılık”

Bu kitapta bulunan Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Cevapları sayesinde, öğrenciler metinleri daha iyi anlama ve derinlemesine analiz etme fırsatı bulmaktadır. “Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var” adlı serbest okuma metni etkinlikleri, öğrencilerin kültürel miraslarını keşfetmelerini sağlar. 8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 41-42-43 etkinlikleri, dil becerilerini geliştirme sürecinde önemli bir rol oynar ve öğrencilerin düşünme yeteneklerini destekler.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 41-42-43


Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var

İnsanların ekmek gibi su gibi vazgeçemeyeceği günlük ihtiyaçlarından biri de tuzdur. Anadolu’da “Tuzsuz aş, ağrısız baş olmaz ” derler. Yalnız asm tadı tuzu değil, hayatın da tadı tuzu olmalıdır. Anadolu’da evlenme gelenekleri arasında yeni evlilerin yastığının alıma şeker ve tuz koymalarının manası bu olsa gerek. Anadolu insanı konuğuna tatlıdan önce tuzlu ikram eder. Ağız tadı tuzuyla tamamlansın diye.

Tuzu, ilk çağlarda, Türklerin keşfettiğini, dünyaya Türklerin tanıttığını tarih yazar. Söylentilere göre tuzlu bir bölgede keklik avlayan bir avcı, oracıkta çalı çırpı yakarak avını kızartmış, bir budunu kopartıp ağzına atacağı sırada but elinden düşmüş, tuzlara belenmiş. Avcı, budu yerden alarak atmış ağzına. Değişik, hoş bir tat bulmuş avında… Öteki budu koparmış, onu da yemiş ama ilkinin tadı başka. O zaman anlamış tuzun varlığım. O günden sonra tuz, bütün yiyeceklerin yanında yer almış, dünyaya yayılmış.
Hani bir hikâye vardır, anlatırlar. Padişahın biri kızlarını çağırmış:
— Beni nasıl seversiniz, diye sormuş.
Büyük kız:
— Şeker gibi, bal gibi severim, demiş.
Padişah sevinmiş. Ortancası:
— Altın gibi, elmas gibi severim, cevabını vermiş.
Padişah ona da sevinmiş. Küçük kız:
— Tuz gibi severim, deyince Padişah suratını asmış, küçük kızma küsmüş.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 42 Cevapları


Ama ertesi gün, sofrasına getirilen tuzsuz yemeklere el atınca bağırıp çağırmış. Aşçısına:
— Bunlar da yenir mi, diye çıkışmış.
İşte o zaman küçük kız görünmüş:
— Babacığım, ben seni tuz gibi severim dedim, hoşlanmadın. Şimdiyse yemekler tuzsuz diye bağırıp çağırıyorsun. İnsan şekersiz, balsız olabilir. Altını, elması bulunmayabilir. Ama tuzsuz yapabilir mi? demiş.
Padişah da kızından özür dilemiş.
Sırası gelmişken tuz üzerine bir hikâye daha anlatalım da sohbetimizin tadı tuzu gelsin. İran’ın tanınmış bilgin ve şairi Şeyh Sadi Şirazi, Anadolu’ya gelerek Konya’da büyük mütefekkir Mevlâna Celaleddin’i ziyaret etmiş, “Bostan” adlı meşhur eserini sunmuş. Mevlâna eseri okumuş, Şeyh Sadi’ye:
— Tuzsuz olmuş, diyerek fikrini belirtmiş.
Şeyh Sadi’nin bu söze üzüldüğünü anlayan Mevlâna:
— Helva gibi tatlı ve güzel… Helvaya tuz atılmaz, diyerek eseri beğendiğini sözlerine eklemiş.

Helvaya tuz atılır mı, atılmaz mı bunun üzerinde durmayacağız. Ne var ki tuz Anadolu’da ekmek, su gibi kutsal sayılır. Osmanlı ordusundaki bir geleneğe göre “ahde vefa” ve yeminler, tuz, ekmek ve kılıç üzerine yapılırdı. Çoğu zaman halkın mezar ve türbe ziyaretlerinde bir tutam tuz götürmesi, tuzun kutsal sayıldığına bir işarettir. İki kişinin geçmişteki sıkı dostluğuna “ekmek tuz hakkı” denir, bu hak her zaman gözetilirdi. Bir de hikâyesi vardır, ekmek tuz hakkının; isterseniz anlatalım:


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 43 Cevapları


Osmanlı Padişahı II. Selim, bir sefer sırasında Konya’dan güneye gitmektedir. Söylentilere göre bugün Karapınar ilçesinin bulunduğu yerdeki ovada çevresi vaha gibi bir pınar vardır. Pınarın başında bir çoban çıkınını açmış, önündeki tuzu ekmeğine katık etmektedir. Padişah, ordusunun önünde atını sürerek pınara gelir, çobana selam verir. Çoban, gelenin kim olduğunu bilmemektedir. Selamını alır, tuz ekmekten ibaret olan sofrasına buyur eder. Padişah, çobanın hatırını kırmaz. Bir lokma ekmek alır, tuza batırır ve yer. Ardından da pınardan buz gibi bir su içer. Ayrılırken:

— Ben padişahım, şu geriden gelen ordu da askerlerim. Seferim vardır. Ekmeğini, tuzunu yedim, helal et, der.
Çoban, karşısındakinin padişah olduğunu anlar anlamaz şöyle bir irkilir, sonra da:
— Padişah olduğunuza göre tuz ekmek hakkının ne demek olduğunu bilirsiniz. Hakkımı helal etmemi isterseniz bir dileğim var, cevabını verir.
Padişah, dileğini sorar. Çoban:
— Önce sağlığınızı dilerim. Sonra da bu pınarın başına bir şehir kur. Camileri, medreseleri, hanları, hamamları, köşkleri olsun. Padişahsın, her şeyi yapabilirsin. Dediğimi yaparsan hakkımı helal ederim, değil ise var git yolun açık olsun…
Tuz ekmek hakkı bu. Padişah şöyle bir düşünür, bu hakkı çiğnemek istemez. Emir verir, Hecce eder. Pınarın başında bir şehir kurulmaya başlanır, tam çobanın istediği gibi bir şehir. Adına “Sultaniye” derler.
Siz bu olaya ister söylenti deyiniz, ister hikâye.
Tuz ve ekmek hakkı…


“8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 41-42-43 Hecce Yayıncılık” konusunun videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.




 

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 44-45-46-47-48-49 Hecce Yayıncılık

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı 1. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları Sayfa 44, 45, 46, 47, 48, 49


8. Sınıf Türkçe Kitabı 1. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 44, 45, 46, 47, 48, 49 Cevapları, öğrencilerin dil becerilerini geliştirmeye yönelik önemli bir kaynak sunar. Bu sayfalarda yer alan etkinlikler, öğrencilerin metin okuma ve anlama yeteneklerini pekiştirir. Ayrıca, Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı, zengin içerikleriyle öğrenmeyi destekler ve öğrencilerin farklı konulara dair bilgi sahibi olmalarını sağlar.


“8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 44-45-46-47-48-49 Hecce Yayıncılık”

Bu kitapta, 8. Sınıf Türkçe 1. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları sayesinde, öğrenciler öğrendiklerini pratikte uygulama fırsatı bulur. 8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 44-45-46-47-48-49 Hecce Yayıncılık içerikleri, edebi terimleri ve dil bilgisi kurallarını öğretirken, aynı zamanda öğrencilerin eleştirel düşünme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu şekilde, öğrenciler hem bilgilerini pekiştirir hem de derse olan ilgilerini artırır.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 44-45-46-47-48-49


ASLAN İLE FARE

Herkese saygı göstermeli elden geldikçe.
Umulmadık kimselerden fayda görür, insan.
İşte bu gerçeği anlatan iki hikâye,
Daha nice bin hikâye arasından:
Pençesi dibinde bir arslanın,
Dalgınlıkla bir fare topraktan çıkıverdi.
Bu fırsatı kullanmadı sultanı ormanın;
Fareye dokunmayıp bir büyüklük gösterdi.
Bu iyiliği boşa gitti sanmayın sakın.
Kimin aklına gelir ki bir an,
Fareye işi düşer arslanın?
Ama o da bir gün dışarı çıktı ormandan.
Gitti, tutuldu bir ağa.
Ne çırpınma, ne kükreme… Kâr etmez tuzağa.
Bay fare koştu; dişiyle arslanın ağını
Öyle bir kemirdi ki ağ söküldü nihayet.
Sabırla zamanın yaptığını
Ne kuvvet yapabilir, ne şiddet.

LA FONTOINE (LA FONTEN)
(Çev.: Orhan Veli KANIK)


Soru : Aşağıdaki soruları “Aslan ile Fare” adlı metne göre cevaplayınız.


1. Metinde hangi değerler üzerinde durulmuştur? 


Cevap :

Metinde şefkat, yardımlaşma ve saygı değerleri üzerinde durulmuştur.


2. Metinden nasıl bir ders çıkarmalıyız? 


Cevap :

Metinden, herkesin birbirine yardım etme potansiyeline sahip olduğu ve küçük iyiliklerin büyük sonuçlar doğurabileceği dersi çıkarılmalıdır.


3. Okuduğunuz metnin türü nedir? Nedenleriyle açıklayınız. 


Cevap :

Metin, masal türündedir. Çünkü hayvan karakterler içerir, ahlaki bir mesaj verir ve hayali olaylar anlatır.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 45 Cevapları


Soru : Aşağıdaki cümleleri, harf ile verilen söz sanatlarıyla eşleştirerek harfleri yay ayraçların içine yazınız.


Cevap :

  1. Cennet kadar güzel bir vatanımız var. (c) Benzetme
  2. Yorgun bir gemi, limana yanaştı ağır ağır. (d) Karşıtlık
  3. Bir gün meşe dedi ki kamışa: (ç) Konuşturma – “Tabiattan şikâyet etmekte hakkınız var.”
  4. Dünya kadar işim birikti. (b) Abartma

Soru : Aşağıdaki cümlelerin öznel yargı mı yoksa nesnel yargı mı olduklarını yanlarına yazınız.


Cevap :

  1. Ülkemizin komşularından biri Bulgaristan’dır. (Nesnel Yargı)
  2. Bu kitap gerçekten çok güzel olmuş. (Öznel Yargı)
  3. Gesi Bağları türküsü Kayseri yöresine aittir. (Nesnel Yargı)
  4. Oltu taşı, Erzurum’da çıkarılan bir taştır. (Nesnel Yargı)
  5. Konuşmacının duyduğu heyecan, dinleyicilerini de heyecanlandırır. (Nesnel Yargı)
  6. Okurken hayal etmeyi, başka şeyler düşünmeyi çok severiz. (Öznel Yargı)
  7. Kapadokya’da gören herkesin hayran kaldığı tüften oluşan peribacaları bulunur. (Nesnel Yargı)
  8. Ahmet Hamdi Tanpınar; Beş Şehir adlı eserinde Erzurum, Bursa, Ankara, Konya ve İstanbul şehirlerini anlatmıştır. (Nesnel Yargı)
  9. Pamukkale’de traverten adlı jeolojik oluşumlar bulunur. (Nesnel Yargı)
  10. Günümüz yazarlarının hikâyelerini daha çok severim. (Öznel Yargı)

Soru : Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.


1. Maden ocakları müdürü, bütün köylünün arazisini satın aldı. Köylüler, heybelerini sırtlarına vurarak tozlu yollardan uzaklaştılar. Fakat her adımda, her izde bir hatıra buldular. Ayakları yürümedi, köylerini ana ana gittiler.

Yukarıdaki metinde hangi anlatım biçimine başvurulmuştur?


A) Açıklayıcı anlatım
B) Betimleyici anlatım
C) Öyküleyici anlatım
D) Tartışmacı anlatım

Cevap C) Öyküleyici anlatım


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 46 Cevapları


2. • Bugün piknikte çocuklar gibi eğlendik.
• Köpek bana el salladı.
• Köpek “Haydi gel.” diye beni de oyuna çağırdı.
• Sesimle âdeta dağlar yerinden oynadı.
• İyi günde de kötü günde de yanımdaydı.

Ayşe Öğretmen’in tahtada yazdığı sorulardaki söz sanatlarını öğrencilerinden bulmalarını istedi. Öğrencilerin cevapları sırayla aşağıdaki gibidir. Öğrencilerin yüzde kaçı söz sanatlarını doğru şekilde sıralamıştır?


A) %20 B) %40 C) %60 D) %80

Cevap : B) %40


3. Minimini kasabanın balkonlu, kuleli gazinoya benzeyen kocaman bir konağı vardı. Lakin ikmal edilememişti. Sıvanamayan kerpiç duvarlar yer yer açılmış, kumrulara yuva olmuştu. Üst kat penceresiz, sıvasız, tahta örtülerle bekleniyordu.

Yukarıdaki metinde hangi anlatım biçimine başvurulmuştur?


A) Açıklayıcı anlatım B) Betimleyici anlatım C) Öyküleyici anlatım D) Tartışmacı anlatım

Cevap : B) Betimleyici anlatım


4. Aşağıdakilerden hangisinde isim-fiil kullanılmıştır?


A) Hepsinin gözleri güzeldir.
B) Gözleri korku doluydu.
C) Gözden düşmemek, çalışmayı gerektirir.
D) Adam birdenbire gözden kayboldu.

Cevap C) Gözden düşmemek, çalışmayı gerektirir.


5. Aşağıdakilerden hangisinde sıfat-fiil kullanılmıştır?


A) İster istemez sözlerine dikkat etti.
B) Sadece bir çay alacağım.
C) Soluk soluğa kalmıştı.
D) Senin geldiğini görmemişti.

Cevap C) Soluk soluğa kalmıştı.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 47 Cevapları


6. Aşağıdakilerden hangisinde zarf-fiil kullanılmıştır?


A) Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu.
B) Yukarıya kadar hızlı hızlı koştu.
C) Parayı kimse almayacaktı.
D) Sabah, erkenden orada olurum.

Cevap: A) Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu.


7. Verilen cümlenin fiilimsi türünü doğru bulan öğrenciler bir alt basamağa geçmeye hak kazanacaklardır. Alt basamakta doğru sonuca ulaşan öğrenci kaç numaralı öğrencidir?


A) 3 B) 5 C) 7 D) 9

Cevap: B) 5


8. Aşağıdakilerden hangisi bu görselleri anlatan bir metnin başlığı olabilir?


A) Yağmur B) Sonbahar C) Tarlalar D) İlkbaharın Gelişi

Cevap: A) Hayvan Sevgisi


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 48 Cevapları


9. Bu broşürdeki bilgilerden gıda israfıyla ilgili hangisine ulaşılabilir?


A) İsrafı önlemek için neler yapılması gerektiğine
B) İsraf edilen ekmek ile iki milyon insanın doyabileceğine
C) İsraf edilen yiyecekle kaç kişinin doyabileceğine
D) Bir yılda on sekiz milyon ton ekmeğin çöpe gittiğine

Cevap C) İsraf edilen yiyecekle kaç kişinin doyabileceğine


10. Akıllı isen gariplerin gönlünü avla;
Mustafa gibi ülkeyi gezip yetim ara;
Dünyaya tapan soysuzlardan yüz çevir;
Yüz çevirip, deniz olup taştım işte.
Ahmed Yesevî

Yukarıdaki dörtlükte kaç fiilimsi vardır?


A) 2 B) 3 C) 4 D) 5

Cevap C) 4


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 49 Cevapları


Soru :  YMevlanâ’nın “Sevgiden acılar tatlı olur. / Sevgiden bakırlar altın olur. / Sevgiden tortular berrak olur. / Sevgiden dertler şifa bulur. / Sevgiden ölüler dirilir. / Sevgiden padişah köle olur. / Bu sevgi de bilginin sonucudur.” dizelerinden ve bu temada edindiğiniz bilgilerden yararlanarak insan sevgisi konulu bilgilendirici bir metin yazınız.


Cevap :

İnsan Sevgisi: Hayatın Temel Taşı

İnsan sevgisi, hayatın en temel duygularından biridir ve toplumların birlikteliğini, huzurunu ve mutluluğunu sağlar. Mevlânâ’nın sözlerinde ifade ettiği gibi, sevgi, birçok olumsuz durumu olumlu hale getirebilir. “Sevgiden acılar tatlı olur.” diyerek, sevginin acıların üstesinden gelmedeki gücünü vurgular. Sevgi, insanları bir araya getirir ve güçlendirir; acıların ve dertlerin yanında olur, onları hafifletir.

Sevgi, insanların birbirine karşı duyduğu saygı ve hoşgörü ile de bağlantılıdır. Mevlânâ’nın belirttiği gibi, “Sevgiden bakırlar altın olur.” ifadesi, sevginin bakış açısını değiştirme gücünü simgeler. İnsanlar arasındaki bağları güçlendirerek, daha değerli ve anlamlı ilişkiler kurmamıza yardımcı olur.

Aynı zamanda sevgi, insanlar arasındaki iletişimi de kolaylaştırır. Sevgi dolu bir ortamda insanlar kendilerini daha rahat ifade edebilir, düşüncelerini paylaşabilirler. Mevlânâ’nın “Sevgiden dertler şifa bulur.” sözü, sevginin insan ruhuna olan iyileştirici etkisini belirtir. Sevgiyi deneyimleyen insanlar, zorluklarla daha kolay başa çıkabilirler.

İnsan sevgisi, sadece bireyler arasında değil, toplumlarda da büyük bir önem taşır. “Sevgiden padişah köle olur.” ifadesi, toplumun en güçlü bireylerinin bile sevgi karşısında nasıl alçakgönüllü olabileceğini gösterir. Sevgi, insanlar arasındaki sınıf farklarını, hiyerarşileri ve önyargıları aşar; herkesin eşit bir biçimde sevgiye ihtiyaç duyduğunu hatırlatır.

Son olarak, Mevlânâ’nın “Bu sevgi de bilginin sonucudur.” sözü, insan sevgisinin öğrenilmesi ve deneyimlenmesi gerektiğini ifade eder. Sevgi, sadece içgüdüsel bir duygu değil, aynı zamanda gelişimi ve derinliği olan bir olgudur. İnsanlar, sevgi dolu bir dünya yaratmak için kendilerini sürekli olarak geliştirmeli ve öğrenmelidirler.

Sonuç olarak, insan sevgisi; acıları tatlılaştıran, değerleri artıran, dertlere şifa olan, hayata anlam katan bir güçtür. Sevgi ile dolu bir dünya, daha huzurlu, daha mutlu ve daha anlamlı bir yaşam sunar. Bu nedenle, insan sevgisi her daim önemsenmeli ve korunmalıdır.


“8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 44-45-46-47-48-49 Hecce Yayıncılık” konusunun videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.




 

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 12-15-16-17-18-19 Hecce Yayıncılık

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Tuzağa Düşen Ceylan Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19


8. Sınıf Türkçe Kitabı Tuzağa Düşen Ceylan Metni Etkinlik Cevapları


“Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı”, öğrencilerin dil becerilerini geliştirmek amacıyla birçok etkinlik ve metin içerir. Özellikle “8. Sınıf Türkçe Tuzağa Düşen Ceylan Metni Etkinlik Cevapları”, öğrencilerin okuma-anlama becerilerini geliştirirken, metindeki olayları çözümleme yeteneklerini de artırır. Bu tür metinlerin yanı sıra, öğrenciler “8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19 Cevapları” ile sayfalardaki soruları çözerek dil bilgisi kurallarını daha iyi kavrayabilirler. “8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa Cevapları” ise her sayfa için ayrı ayrı hazırlanarak, öğrencilere rehberlik eder.


“8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 12-15-16-17-18-19 Hecce Yayıncılık”

Hecce Yayıncılık tarafından hazırlanan “Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı”, özellikle “8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 12-15-16-17-18-19 Hecce Yayıncılık” etkinlikleriyle dikkat çeker. Bu sayfalarda öğrenciler, Türkçe dersine yönelik soruları çözerken aynı zamanda farklı metin türleri üzerinde çalışarak dilin inceliklerini öğrenirler. “Forum MEB 8. Sınıf Türkçe Kitabı” gibi platformlar da öğrencilerin ders çalışma süreçlerine katkı sunarak, doğru cevaplara ulaşmalarına yardımcı olur.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 12-15-16-17-18-19


HAZIRLIK ÇALIŞMASI 


1. Mevlanâ’nın “Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.” sözünden ne anlıyorsunuz? Düşüncelerinizi açıklayınız.


Cevap :

Bu sözden anladığım, başkalarına yardım etmek ya da bilgimizi paylaşmak, bize bir şey kaybettirmez. Tıpkı bir mumun başka bir mumu yakarken ışığından bir eksilme olmaması gibi, birine iyilik yaptığımızda ya da onları desteklediğimizde, kendi değerimizden bir şey kaybetmeyiz.

Aksine, yardımlaşma ve paylaşma bizi daha zengin, daha huzurlu ve mutlu kılar. Bu söz, cömert olmanın ve yardımlaşmanın önemini vurguluyor; başkalarına yardım ettiğimizde, kendi ışığımız daha da parlayabilir.


2. İnsanların neden yardımlaşmaya ihtiyacı vardır? Yardıma ihtiyaç duyduğunuz durumlar oldu mu? Anlatınız.


Cevap :

İnsanlar sosyal varlıklardır ve tek başlarına her sorunu çözemeyebilirler. Yardımlaşma, insanların hayatlarını kolaylaştırır ve toplumda bir dayanışma ruhu oluşturur. Hiç kimse her zaman her şeye yetemez; zaman zaman herkesin bir desteğe, yardıma ihtiyacı olabilir. Yardımlaşma, hem zorlukları aşmayı sağlar hem de insanlar arasında sevgi, saygı ve güven duygularını artırır.

Benim de yardıma ihtiyaç duyduğum zamanlar oldu. Örneğin, zor bir dönemden geçerken arkadaşlarımın desteği ve tavsiyeleri bana büyük bir güç vermişti. Onların desteği sayesinde, yaşadığım zorluklarla daha iyi baş edebildim. Yardımlaşma, hem ihtiyaç anında hem de genel olarak insanları daha güçlü ve birbirine bağlı kılar.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 15 Cevapları


1. ETKİNLİK


Kelime/Kelime Grubu: Hışmından
Tahminî Anlamı: Öfkesi, saldırganlığı
Cümlem: “Ceylan, kaçarken köpeğin hışmından düştü tuzağa.”

Kelime/Kelime Grubu: Zırp zırp
Tahminî Anlamı: Hızla veya çabucak hareket etme
Cümlem: “Ceylan zırp zırp ormanda dolaşıyor.”

Kelime/Kelime Grubu: Kırt kırt
Tahminî Anlamı: Küçük bir şeyi kemirme sesi
Cümlem: “Fare kırt kırt deliğinde kemiriyor.”

Kelime/Kelime Grubu: Fırt fırt
Tahminî Anlamı: Hızlıca uçma sesi
Cümlem: “Karga fırt fırt ağacın dalına kondu.”

Kelime/Kelime Grubu: Zalim
Tahminî Anlamı: Acımasız, merhametsiz
Cümlem: “Ceylan düşmüş bir zalim avcının tuzağına.”

Kelime/Kelime Grubu: Nöbetçi
Tahminî Anlamı: Gözetleyen, bekleyen kişi
Cümlem: “Tosbağa evde nöbetçi kalacak.”

Kelime/Kelime Grubu: Çaresiz
Tahminî Anlamı: Umutsuz, çözüm bulamayan
Cümlem: “Avcı çaresiz, ceylan gitmiş elden.”

Kelime/Kelime Grubu: Kısmet
Tahminî Anlamı: Talih, nasip
Cümlem: “Kısmetimiz tosbağa bu akşam.”


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 16 Cevapları


2. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki soruları şiire göre cevaplayınız.


1. Anlatılan olay nerede geçmektedir?


Cevap : Olay, Ormanistan adında hayali bir ormanın kenar mahallesinde geçmektedir.


2. Şiirin kahramanları hangi varlıklardır?


Cevap : Şiirin kahramanları ceylan, fare, karga ve tosbağa adlı dört hayvandır.


3. Şiirde adı geçen varlıklar arasında nasıl bir yardımlaşma ve dayanışma vardır?


Cevap : Ceylan tuzağa düştüğünde, arkadaşları onu kurtarmak için hemen harekete geçer. Karga uçup ceylanın yerini tespit eder, fare tuzağın iplerini kemirir ve tosbağa evde nöbetçi kalır. Ardından tosbağa avcıya yakalanınca, bu sefer ceylan ve fare onu kurtarır. Bu yardımlaşma, dostluk ve dayanışmanın en güzel örneklerinden biridir.


4. Hayvanlar, tuzağa düşen dostlarını nereden ve nasıl kurtarmıştır?


Cevap : Ceylan, avcının kurduğu tuzağa düşmüştür. Karga ceylanın yerini bulmuş, fare tuzağın iplerini kemirerek onu kurtarmıştır. Daha sonra ceylan, tosbağayı avcının çantasından kurtarmak için avcıyı kandırıp peşinden koşturmuş, fare de çantayı kemirerek tosbağayı kurtarmıştır.


5. Metinde kullanılan “kırt kırt, fırt fırt, akıl fikir” gibi ikilemelerin metne katkısını açıklayınız.


Cevap : Bu ikilemeler, olayların akışını hızlandırmak ve okuyucuya hareketliliği hissettirmek amacıyla kullanılmıştır. Aynı zamanda şiire eğlenceli ve canlı bir ritim katarak anlatımı daha akıcı hale getirirler.


3. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz şiirin konusunu ve ana duygusunu aşağıya yazınız.


Cevap :

Konu: Hayvanlar arasında geçen yardımlaşma ve dostluk.

Ana Duygu: Dostluğun, dayanışmanın ve birbirine yardım etmenin önemi.


4. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz şiire uygun yeni başlıklar bularak bu başlıkları aşağıya yazınız.


Cevap :

  1. Dostluğun Gücü
  2. Orman Mahallesinde Yardımlaşma
  3. Ceylan ve Arkadaşlarının Kurtuluşu

5. ETKİNLİK


Soru : Aşağıya okuduğunuz şiirle ilgili üç soru yazınız. Yazdığınız soruları arkadaşlarınıza sorarak onlardan cevaplamalarını isteyiniz.


Cevap :

  1. Karga ceylanı nasıl bulmuştur?
  2. Fare, arkadaşlarına nasıl yardım etmiştir?
  3. Avcı, tosbağayı yakaladıktan sonra neden ceylanın peşine düşmüştür?

8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 17 Cevapları


6. ETKİNLİK


Soru : a) Aşağıda okuduğunuz şiirden bazı dizeler verilmiştir. Bu dizelerde bulunan söz sanatlarını belirleyerek dizelerin altına yazınız.


1. Mutludur ceylan ile fare / karga ve tosbağa şen

Cevap: Kişileştirme (Teşhis) – Hayvanlara insanlara özgü mutluluk ve neşe gibi duygular yüklenmiştir.


2. “Ceylan nerede kaldı?” der fare / Başına bir iş gelmesin sakın!”

Cevap: Konuşturma (İntak) – Fare, insan gibi konuşarak endişesini dile getiriyor.


3. Alçaktan uçarak, yüksekten uçarak

Cevap: Zıtlık (Tezat) – Alçak ve yüksek uçmak, birbirine zıt durumları ifade etmektedir.


4. “İyi tanırım ceylanı,” der tosbağa

Cevap: Konuşturma (İntak) – Tosbağa, insan gibi konuşarak ceylanı tanıdığını ifade ediyor.


5. Ceylan, fare, karga ve tosbağa / Ormanistan’ın bir kenar mahallesinde / aynı evde yaşıyorlar kardeş kardeşe.

Cevap: Mübalağa (Abartma) – Farklı türdeki hayvanların bir arada aynı evde yaşıyor olması abartılı bir durum olarak kullanılmıştır.


Soru : b) Siz de aşağıda verilen söz sanatlarının karşısına şiirden örnekler yazınız.


Cevap :

Kişileştirme:

  • “Mutludur ceylan ile fare / karga ve tosbağa şen”
    Hayvanlara insanlara özgü duygular yüklenmiştir.

Konuşturma:

  • “Ceylan nerede kaldı?” der fare / “Başına bir iş gelmesin sakın!”
    Fare, insan gibi konuşarak endişesini dile getiriyor.

Tezat:

  • “Alçaktan uçarak, yüksekten uçarak”
    Alçak ve yüksek uçmak, birbirine zıt durumları ifade etmektedir.

7. ETKİNLİK


Soru : Sınıfınızda “yardımlaşma” konulu bir konuşma yapınız. 

Konuşmanızda yaratıcı konuşma stratejisini uygulayınız. Bu stratejiyi uygulayabilmek için sizden önce konuşan arkadaşlarınızın anlattıklarını dikkatlice dinleyiniz. Arkadaşlarınızın anlattıklarından yararlanarak konuyla ilgili olay, durum veya kişilere yeni bir bakış açısıyla bakılmasını sağlayınız. Konuşmalarınızda yabancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimelerin Türkçelerini kullanmaya özen gösteriniz.


Cevap :

Arkadaşlarım yardımlaşma konusuna değinirken çok güzel örnekler verdiler. Hepimizin yaşadığı bir gerçek var: Yardıma muhtaç olabiliriz, yardıma ihtiyaç duyabiliriz. Bugün bir arkadaşım, yardımlaşmanın sadece maddi değil manevi bir destek olduğunu söyledi. Buna katılıyorum. Birine sadece para ya da eşya vererek değil, bazen bir tebessüm, bir iyi söz ile de yardımcı olabiliriz. Aslında yardımlaşma, sadece zor durumda olduğumuz anlarla sınırlı değildir. Günlük hayatta, okulda, evde veya sosyal çevremizde de yardımlaşma, ilişkilerimizi güçlendirir.

Yaratıcı bir bakış açısıyla şöyle diyebilirim: Yardımlaşma, bir elin diğerine verdiği destek gibidir. Bazen sağ elimiz, sol elimizden yardım alır, fark etmezsiniz bile, ama birbirine muhtaçtır. Aynı şekilde, biz de arkadaşlarımızın, ailemizin ve çevremizdeki insanların desteği olmadan eksik kalırız. Yardım ettiğimizde, kaybettiğimiz hiçbir şey olmaz; aksine, hem karşı taraf hem de biz daha da güçleniriz. Unutmayalım, yardımlaşmak, toplumun her seviyesinde bizi daha ileriye götürür.

Yardımlaşmayı toplumun her kademesinde bir kültür haline getirdiğimizde, hep birlikte daha güçlü ve daha huzurlu bir yaşam sürebiliriz.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 18 Cevapları


8. ETKİNLİK


Soru : Yardımlaşma kelimesinin size çağrıştırdıklarını kavram haritasına yazınız. Aşağıya yazdığınız kelimelerin de içinde bulunduğu bir şiir yazınız. Şiirinizi arkadaşlarınıza okuyunuz ve sınıf panosuna asınız.


Cevap :

Yardımlaşma Kelimesinin Çağrıştırdıkları (Kavram Haritası):

  • Dayanışma
  • Dostluk
  • Birlik
  • Paylaşmak
  • Sevgi
  • Güven
  • Destek
  • İşbirliği
  • Yardımseverlik
  • Empati

Yardımlaşma ile İlgili Şiir:

Birlikte Güzel

Bir el uzanır dostça,
Sevgiyle dolar yürekler.
Birlik olur herkes o an,
Dostlukla açılır kapılar.

Dayanışma her adımda,
Güç buluruz birlikte.
Paylaşırız sevgiyi,
Birlikte yürürüz her engelde.

Empatiyle bakınca dünyaya,
Güven büyür kalplerde.
Destek oluruz her zaman,
Birlikte daha güzel her şey!


9. ETKİNLİK


Soru : a) Aşağıdaki cümlelerde geçen kelimelerden isim ve fiil olanların altlarını çiziniz. Bu kelimeleri birbirinden ayıran özellikleri belirleyiniz.


Cevap :

Cevap :

  1. Aynı evde yaşıyorlar kardeş kardeşe.
    • İsim: ev
    • Fiil: yaşıyorlar
  2. Akıllarında yok tuzağa düşme endişesi.
    • İsim: endişe
    • Fiil: düşme
  3. Ceylan bir gün çayıra iner.
    • İsim: Ceylan, gün, çayıra
    • Fiil: iner
  4. Avcı gelir avını almak için.
    • İsim: avcı, av
    • Fiil: gelir, almak
  5. Akşama yiyecek de yok hanede.
    • İsim: akşama, yiyecek, hanede
    • Fiil: yok (burada “yok” fiil olarak kullanılıyor)
  6. Mutludur ceylan ile fare.
    • İsim: ceylan, fare
    • Fiil: mutludur (durum bildiren bir fiil)

8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 19 Cevapları


Soru : b) Aşağıdaki cümlelerde fiilden türediği hâlde fiiller gibi çekimlenemeyen, cümlede isim soylu kelimeler gibi görevler üstlenen kelimelerin altı çizilmiştir. Bu kelimeleri inceleyiniz.


Cevap :

Bol sohbetli gece oturmalarının yerini, ailece televizyon seyretmeler aldı.

Kitle iletişim araçlarının kişiler arası çatışmaya sebep olması günümüzün önemli bir sorunudur.

İnsanlar okunan bir kitabı ya da anlatılan bir masalı dinleyince bilgi edinirler.


Soru : c) Aşağıdaki cümlelerde yer alan fiilimsilerin altını çiziniz.


Cevap :

  1. Ceylan bir gün çayıra iner.
    • Fiilimsi: iner
  2. Avcı gelir avını almak için.
    • Fiilimsi: almak
  3. Akşama yiyecek de yok hanede.
    • Fiilimsi: yok (Burada “yok” durumu ifade eden bir fiil olarak kullanılmakta. Ancak fiilimsi olarak düşünülemez.)
  4. Mutludur ceylan ile fare.
    • Fiilimsi: mutludur (Burada bir durumu ifade ediyor, fiilimsi olarak değerlendirilemez.)
  5. Ceylan, bir gün çayıra iner/kuyruğunu sallaya sallaya.
    • Fiilimsi: sallaya sallaya
  6. **Bulmak için izini kardeşimin/bütün Ormanistan’ı dolaşırdım.
    • Fiilimsi: bulmak
  7. Alçaktan uçarak, yüksekten uçarak/bulutların üzerinden atlayarak.
    • Fiilimsi: uçarak, atlayarak

“8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 12-15-16-17-18-19 Hecce Yayıncılık” konusunun videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.




 

error: Content is protected !!